Gülüşümüz insanlarla iletişimimizde çok önemli bir faktördür. Dişlerde renk ve şekil bozuklukları, kişide psikolojik rahatsızlıklara varan sorunlara neden olabilir. Yapılan araştırmalar gülüşüne güvenen bir bireyin sosyal, iş ve günlük yaşamında diğer bireylere göre çok daha mutlu ve başarılı olduğunu göstermiştir. Dişlerimiz gülüşümüzü, gülüşümüz enerjimizi yansıtır. Güzel bir gülümseme, kişisel özgüven demektir. Bununla ilgilenen bilim dalına ‘estetik diş hekimliği’ denir.
Estetik diş hekimi öncelikle hastasını tanımalı ve beklentilerini algılamalıdır. Her bireye uygulanacak tedavinin farklı olduğu unutulmamalıdır. Burada hastalarımızın özel zevkleri, sosyo-ekonomik düzeyi, mesleki faktörler vb. Gibi birçok konu incelenmelidir. Sonra fiziksel faktörler devreye girer. Estetik diş hekimi, hastanın hoş ve çekici olarak algıladığı bir gülüşü tasarlamalı ve kusurlu görüntüyü düzeltmelidir. Amaç, hasta için estetik olarak kabul edilebilir ve biyolojik olarak uyumlu bir diş dizisi üretmektir. Gerekirse ön muayene çok uzun tutulmalı, hastaya ait tanı modelleri ve fotoğrafları çekilmeli, beklenen sonuç net ve eksiksiz ifade edilmelidir.
Ağız, yüz ve baş bölgesinde belli açılar ve oranlar mevcuttur. Bu kurallara göre tedavi edildiğinde estetik bir görünüme kavuşması neredeyse garantilidir. Ancak estetiğin göreceli bir kavram olduğunu ve herkesin estetiğinin eşleşemeyeceğini belirtmek istiyoruz. Örneğin, ‘A’ kişisini çok güzel bulurken, bir başkası onu pek hoş bulmayabilir. Bu nedenle estetik diş hekimliğinde hastanın beklentilerini anlamak en önemli kriterdir.